gebelikte beslenme
1 sayfadaki 1 sayfası
gebelikte beslenme
Çocuk sahibi olmak, bir kadının yaşamında en etkili anları oluşturur. İşte bu yüzden kadınların bu olaya zihinsel olduğu kadar fiziksel olarak da hazırlanması iyi olur.
Eğer zayıflamak gerekiyorsa, bunu daima hamilelikten önce yapılması gerekir. Bir çok kadın, zaten hamileyken kilo alındığını, sonra bu doğum kiloları verilirken,.önceki fazla kilolardan da kurtularak, bir taşla iki kuş vuracaklarını düşünürler. Bu yanlıştır! Eğer fazla kilo mevcutsa, bunların hamilelikten önce ortadan kaldırılmasının gerekliliğinin nedeni, sadece doğumdan sonra daha da kalıcı hale gelmelerinin engellenmesi değil, aynı zamanda da hamilelik sırasında bebeğe veya anneye ait (yüksek tansiyon, diyabet, havale gibi) komplikasyonları önlemektir. Düşük kalorili bir rejimle kilo kaybetmek de tehlikeli olur.
Hipokalorik ilkelere göre kilo kaybı özellikle tehlikelidir. Çünkü organizmanın iki misli ihtiyaç duyduğu bir anda, ortaya vitamin, tuz mineralleri oligo-element yoksunlukları çıkar.
Bu durumda iken sadece Montignac Yöntemi ile zayıflama önerilebilir; çünkü böylece sadece kalıcı sonuçlar değil, bebeğin gelişimi için gerekli doğru gıdaları almak da mümkün olacaktır. Dokuz ay boyunca müstakbel anne, kendi rezervlerini tüketmeden, fetüsün en yüksek düzeyde gelişimini garanti altına almalıdır. İşte bu yüzdem beslenmesinde öyle gıdalar seçmelidir ki, gün boyunca kendinin
ve bebeğin tüm gereksinimlerim uyumla karşılasın.
Su amaçla genel anlamda Yöntemin gıda seçimini önereceğiz. Temel ilkelerin yanına şu önerileri de katabiliriz:
-İki kişilik yemek yemek gerekli değildir. Onun yerine iki misli daha iyi beslenmeye bakın.
-Hayvansal proteinlerin (et, tavuk, balık, yumurta, süt ürünleri) yanı sıra bitkisel proteinlere de (rafine edilmemiş, “tam” besinler, baklagiller, soya ve türevleri) ağırlık verin. Proteinler, bebeğin “yapısı” üzerinde etkili olacaktır. Ancak A vitamini zehirlenmesini önlemek için, haftada bir kezden fazla ciğer yemeyin. Pişmemiş etlerden (çiğ köfte gibi) ve çiğ yenen midyelerden de uzak durmak gerekir, çünkü enfeksiyon riski taşırlar.
- Bol miktarda kalsiyum alımı, sadece bebeğin iskeletini yapılandırmakla kalmayıp, aynı zamanda annenin de stoklarını tüketmemesini sağhyacaktır. Her öğünde süt ürünü alın (süt, yoğurt, lebne veya lor peyniri gibi).
- İçinde flor ve mineraller olan suları için (Maden suyu gibi).
-Florik asit yoksunluğundan kaçının. Aksi takdirde fe-tüste hatalı oluşumlar söz konusu olabilir. Bunun için, bira mayası, buğday filizi ve baklagillere ağırlık verin.
- Lifli besinler almak, sadece bize engin vitamin ve mi-neral tuz kaynağı olmakla kalmayıp, kabızlığı da önleyecektir. Bunun için, düzenli olarak meyvalan, yeşil sebzeler, salatalar, tam ekmek, tam tahıl gevrekleri ve baklagiller yeterlidir.
- Vücudu susuz bırakmamak için bol bol sıvı alın; bir yandan da üriner enfeksiyonları Önleyip, barsakların iyi çalışmasını sağlayacaksınız.
Tabii ki, alkol almayacaksınız, bu bebek için zararlıdır.
Öğünün sonunda bir yarım bardak kırmızı şarap alabilirsiniz. Kırmızı şarabın içerdiği polifenol kan dolaşımının düzenine yardımcı olabilir.
- Doktora danışmadan ilaç veya vitamin komprimesi almayın.
- Çeşitli değişik gıdalar alarak yanlış besinsel yoksunluları önlemekle kalmayıp, aynı zamanda bebeği de değişik gıdalarla beslenmeye alıştırmış olursunuz. Fetüs, 4 aydan sonra tatları algılayabilir. Annesinin karnında tanıdığı besinleri doğduktan sonra da, memeden kesilince kabul etmesi kolay olacaktır.
- Son olarak sigara içmeyin. Tütün bebeklerin az kilolu olmalarına yol açar.
Hamilelikte 15-20 kilo almak doğru değildir. Normalde, 8 kilo alınır ve bu kilolar şöyle dağılım göstermelidir.
-Fetüs için 3,5 kg;
-Plasenta için 500 gr;
-Rahim için 1 kg;
Amniyatik sıvı için 700 gr;
Büyüyen göğüsler için 1 kg;
Kandaki artış için 1.3 kg.
Kuramsal olan 8 kilonun aşılması gerçeği şöyle açıklanabilir: Hamileliğin 3 ayından sonra fetüs fazla büyümez ama annenin yağ deposu yapılandırma eğilimi olur; bu hamileliğin ileri aşamalarında olabilecek olası bir kıtlıkta hayatta kalabilmeye yönelik bilinçdışı bir reflikstir. Kilo alımı riskinde en ciddi durum hiperglisemik (kötü glusidler açısından zengin) beslenmeye yönelmektir. Eğer Montig-nac Yöntemi izlenirse, en doğru tedbirler de alınmış olacaktır. Kilo alımı, fazla suyun atılmamasına bağlı olabilir. Bazen damar rahatsızlıklarından kaynaklanan ödemler de oluşabilir. Bu durumda anneyi muhakkak doktorun izlemesi gerekir. Çünkü durum, idrardaki albümini veya yüksek tansiyonu perdeleyebilir.
Bu durumda diyebiliriz ki kilo alımı, hamilelikle önceki kilo ve boya göre düşünülmelidir. Örneğin 1,50 boyunda ve önceden 60 kg olan bir kadın 8 kg dan fazla kilo almamalıdır.
Öte yandan 1.75 cm boyunda, 52 kg olan başka bir kadın 15 kg alabilir çünkü depoları çok azdır. Bu kadın, kilo fazlasını doğumdan sonra rahatlıkla verecektir. Çünkü süt vermeye başladığında bu işlem fazla yağların kaybına yardımcı olacaktır. Sanki bir anlamda organizma önceden yapılandırdığı depodan pompalama işlemine geçer. Bu anne meme vererek eski hatlarına tekrar kavuşabilir.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz